Bizim eski ev.
Zamanında bizim eski ev sahibi almanyadayken arazisine apartman yaptırmak istiyor, bi' tane müteahhit ile anlaşıyor. Ev sahibinin arazisine karşılık müteahhit 4 daire veriyor. her katta da 3 daire var ve bizim ev sahibine düşen daireler de son kat ve 1 alt katında.
Derken, son katın imalatına gelinde müteahhit diğer daireleri satıp kaçmış oluyor. Arazi sahibine(yani bizim ev sahibine) sadece 1 daire kalmış.
Neyse işte ben o zamanlar çocuğum, apartmanın bitmemiş çatısında oynuyoruz filan derken de göz aşinalığı kazanmışız. Sonra okul okuyup, mezun olduk, çat, 99 da deprem oldu. Ardından da bu tasarım kuralları tamamen değişti. 2009 yılında merak ettim kalktım gittim bizim eski mahalleye, çıktım çatıya bizim eski evin kolonlar 4 tane nervürsüz ve farklı kalınlıklarda demirle dikilmiş.
''Vay be'' dedim,'' adam memleket malını ziyan etmemiş ne denk geldiyse kullanmış. Taş gibi de sağlam bina hala yerinde.''
bi' tek bizim bahçedeki kayısı ağacını kesip o atıl garaja araba yıkama yeri açmışlardı.
Şimdi gitsem bina hala yerindedir de, yıkamacı batmıştır büyük ihtimalle.